Bilimar

Hakkımızda

Bilimsel Araştırmalar ve Stratejik Analizler Merkezi (Bilimar), Türkiye’nin karşılaştığı; siyasi, sosyal, ekonomik Devamı...

HİZMETLERİMİZ

Günlük siyasi ve sosyal gelişmelerin yanı sıra orta ve uzun vadeli yaklaşım gerektiren konularla ilgili kapsamlı Devamı...

VİZYON

Türk bilim hayatına özellikle sosyal bilimler alanında katkıda bulunmak, Türkiye'nin bilimsel çalışmalarda Devamı...

HEDEFLER

1 Haziran 2012 yılında kurulan merkezin ağırlıklı olarak hedefi; uygulanan ya da uygulanması gereken Devamı...

ÖCALAN’IN ÇAĞRISI: NE ANLAMA GELİYOR? BUNDAN SONRA NE OLACAK?

22.03.2013

Teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın dün, Nevruz gösterileri çerçevesinde BDP’li milletvekilleri tarafından okunan çağrısında Kürtlerin mücadelesinin başarılı olduğunu, bundan sonraki mücadelenin silahla değil siyasetle olacağını ve Türkiye içindeki silahlı PKK’lı unsurların ülkeyi terk etmesi gerektiğini beyan etti. Böylelikle, kamuoyunda silahlı çatışmanın sona ereceğine ve ülkeye “barış!” havasının hakim olacağına dair bir süredir enjekte edilen hava biraz daha yaygınlık kazanmış oldu.

 

Konuşmanın içeriğinden çekerek aldığımız bu özet cümlelerin ne anlama geldiğini irdelersek ortaya daha net bir fotoğraf çıkacaktır, kuşkusuz:

Öncelikle, yapılan mücadelenin boşa gitmediği yani bir nevi başarılı olduğu kısmından başlayalım. Apo; yakalandığı 1999 yılında, yapılan eylemlerden üzüntü duyduğunu ve Türk Devleti’nin emrinde çalışmaya hazır olduğunu söylemişti. Dünkü çağrısında ise yapılan terörist eylemlerden hiçbir üzüntü duyulmadığı anlaşılmış, tersine Kürtlerin mücadelesine katkıda bulunulduğu ifade edilmiştir. Silahlı mücadelenin siyasi mücadeleye kapı aralayan bir araç olduğu zımnen kabul edilmiştir.

Bundan sonraki mücadelenin siyasi düzlemde yürütüleceği mesajı ise "Kamu Görevlileri’nin İadesi” başlıklı yazımızda da dediğimiz gibi; PKK’nın siyasi anlamda hareket kabiliyetini artırıcı ve Kürtlerin bu sıfatla resmen tanındığı bir siyasi düzlem için mücadeleyle başlayıp, üst kimliğin ortadan kalkması ve alt etnik kimliklerin kendine bir hareket alanı bulmasını kolaylaştırmasını içerecek şekilde devam eden, buna ilaveten üniter sistemin biraz gevşediği, özerk yapıların da daha ön plana çıkacağı bir tabloyla tamamlanacak bir anayasa değişikliği sürecinin; silahın gölgesindeki Kürt siyasal hareketine daha geniş bir alan bırakacağı muhakkaktır. Bu noktada ise zaten silaha ihtiyaç kalmayacaktır. Gerçi bir önceki cümlede silahların gölgesi ifadesini kullandım ki bu da, çağrının üçüncü net mesajını biraz daha açmamızı gerektiriyor:

Öcalan kamuoyundaki bazı safdillerin anladığı gibi silahları bırakma çağrısı yapmamıştır. Silahlı unsurların Türkiye’yi terk etmesini istemiştir. Gayri nizami çatışma konsepti ile ilgili asgari bilgiye sahip olanlar bilirler ki, bu çatışmada cephe gerisi en önemli kavramdır. PKK’nın cephe gerisi de Kuzey Irak’tır ve buradan gelip Türkiye içerisinde eylem yapmaktadırlar. Dolayısıyla Türkiye içindeki kampları ve yerleşimleri zaten sürekli değildir. Bu çağrısıyla bu unsurların güvenli bir biçimde cephe gerisine çekilmesini garanti altına almıştır. Bir önceki paragrafta ifade ettiğimiz anayasal düzlemdeki gelişmelerin olmaması halinde o unsurların eylem yapmak maksadıyla Türkiye topraklarına tekrar gireceği de izahtan vareste bir husustur.

Görüldüğü gibi Türkiye artık yeni bir döneme girmektedir. Başbakan Erdoğan’ın Hollanda’da yaptığı açıklamada Öcalan’ın konuşmalarını olumlu bulduğunu, sadece Türk bayrağının bulunmamasını yadırgadığını ifade etmesi; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın silahla bir yere varıldığını zımnen kabul ettiğini, anayasal değişikliklere hazır olduğunu ve Türkiye’deki silahlı unsurların güvenli bir şekilde cephe gerisine çekilmesine ses çıkarmayacağını kolaylıkla anlayabiliriz. Türk bayrağının bulunmamasını yadırgayıp da PKK bayrağının bulunmasını eleştirmemesinden de PKK’yı resmen tanıdığını. PKK tarafından düzenlenen ve hapisteki liderinin mesajının kamuya açıklandığı bir gösteri de PKK bayrağı olmasından daha doğal ne olabilir ki.

GİRAY ERGİN

Yorum göndermek için lütfen giriş yapın.